Gerçeğin Savaşçısı
Yalanlar üzerine kurulan bir mutluluğu mu tercih edersiniz, yoksa gerçeklerin acıtan yönüyle yüzleşmeyi mi? Bunun yanıtı çoğumuz için farklı olacaktır. Ancak çoğu zaman gerçeğin acı tarafı o kadar ağır gelir ki, bazen hiç bilmemeyi, tamamen gözü kapalı bir hayat yaşamayı tercih ederiz. Gerçekler acıtır, hem de çok fazla. Yanlış bir insanla olduğumuzu, yanlış bir mesleği icra ediyor olduğumuzu, kendimize saçma sapan bir dünya kurmuş olduğumuzu fark etmek… Bir gün ansızın ortaya çıktığında canımızı yakan gerçeklerdir. Çünkü içimizdeki “doğru”nun sesini bastırmaktan çok yoruluruz zamanla. Kendi doğrularımız kim bilir nerede saklanmıştır bunca zaman? Aslında onlar hep oradadır, sadece bununla yüzleşmek için hazır değilizdir. Kaçınılmaz olana yaklaştıkça, ya iyice kaparız gözlerimizi ve sonunda prensesin uykusuna dalarız ya da gerçekleri bir kahraman gibi göğüsleriz, hem de tüm gerçekleri; her ne pahasına olursa olsun.